Son çırpınışların, içimde hıçkırıklara boğuluyor.
Gönlümün üzerindeki bulutlar sessizce dağılmış
Toz bulutunun ardında, şimdi kumlar savruluyor.
Duman lekesinin bile tadı bozulmuş, rengi açılmış
Perişan gönlümün yağmuru dinmiş
Umut vadisinde, çiçekler bir bir soluyor
Aşk denizinde tayfalar, direğe bağlanmış
Allah’ım, bu insanlara neler oluyor?
Çapraşık her görünen yerden, kanlar sızıyor.
Derin bir uçurumun önünde bulutlar hareketsiz.
Yaşamın bedbaht tablosu göz yaşartıyor
Tüm canlıların ise adım atacak hali yok; hep metanetsiz
İşte, size bir burgulu yaşam şekli daha
Yüzlerce yerinden burkulmuş evrenin dirsekleri
Milyarlarca mahluk, doluşmuşlar büyükçe bir kaba
Bitmek tükenmek bilmez olmuş, akıl almaz istekleri
Her ruhun gölgesinde, bir şaşılık yatar olmuş
Göremez olmuşlar kendilerini, durgun nehirlerin yansıyan aksinde
Sahtekarlık, fitne – fesat doğru olurmuş
Gölgesinden huylanmayan her neslin ayak sesinde
Cam kırıkları arasından, bir yaşam sarkar
Tepe taklak olur dünyalar, her nefesinde
Yaşanacak tüm acılar ortadan kalkar
Ölmekten beter olur nesneler, her keresinde.
Çarmıha gerilmiş her ruhun, bin hesabı var
Köklü yaşamların altında ruhaniler
Bir insan, bir insanı nasıl da boğar! . .
Hesabını vereceksiniz bir bir caniler.
Sistemde bir yerlerde, bir bozukluk mu var? . .
Maddiyatla sarsılmış tüm insan – ı beşer
Yakılmayan ne kaldı ki onu da yaksınlar
Birbirine düşmezdi bütün kardeşler
Kanıt mı istiyorsun; işte, bak yerlerde
Masmavi gökyüzünün hemen altında
Bir cinayet daha işlendi, kim bilir nerede?
Aldanmayın gönüller en nihayetinde,
Tutacak bu katmerli, lanet beddua. . .
Tarih: 6 / 10 / 1992
Hakkımda
- Duygusalt
- En zor eğitim yollarından biri olan hayat ile kendimi eğitmiş bir insan olarak,ne kendi duygu ve düşüncelerime yabancıyım ne de başkalarının duygu ve düşüncelerine,şiir bir duygu aracından çok duyguların meyve vermesidir ki ben nice koca incir ağaçları gördüm,içi kadar meyvesi de çürümüş ve güvenilmez,meyve vermek her kökü olanın değil toprağı bereketli olanın işidir...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder